3 Kasım 2012 Cumartesi

Sevgili Günlük #1

Sevgili Günlük,

Kasım ayının ilk haftasına girmemize rağmen bugün hava yine güzel. Şikayetçi miyim? Hayır! Asla!

Bu sabah yatak odama dolan güneş ışıklarıyla uyandım demek isterdim, ama aksilik bu ya, ikizlerden birinin hapşırması ve diğerinin "süt süt" diye tutturmasıyla açtım gözlerimi yeni bir güne. Göz kapaklarım her ne kadar "dur biz daha açılmadık" dese de el yordamıyla hazırladım sütleri. Bunu alt değiştirme, tulumlardan kurtulma, Pepee saati ve kahvaltı izledi. Böylece günün ilk seansı kapandı.

İkinci seansta evi topladım, mutfağı topladım. Çocuklara et suyuna sebze çorbası pişirdim. Sonra Deniz kakaa yaparken Ege tuvalet kapısında ben de girecem diye ağlarken çorbayı taşırdım. Tekrar ocak temizledim. Sırf Deniz'i kıskandığı için tuvalete tüneyen Ege'yi 15 dk. boşu boşuna bekledim (çiş bile yapmadı). Sonra canından çoktan bezmiş olan eşime ve kendime Türk kahvesi yaptım. Yanında halka tatlısı eşliğinde hüplettik. Ardından topladım çoluğu çoçuğu düştüm semt pazarı yollarına. Biraz sebze biraz meyve derken öğlen oldu. Eve geldik. Çocukların karnını doyurdum. Sonra kendimize atıştırmalık birşeyler hazırladım. Çocukları tekrar bezledim. Dişler fırçalandı. tekrar süt içtiler ve uykuya yattılar.

Bu esnada part-time da olsa bir işim olduğu aklıma geldi ve oturdum laptop başına. Böylece günümüzün yarısı sona erdi. Umarım kalan yarısı daha dingin geçer. Ha bu arada çalışmak yerine blog yazmaya başladım :))

Bir gün de böyle bitiyor işte sevgili günlük.

Hadi kal sağlıcakla.

Boş Defter

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bitmeyecek Öykü

Ve Bitmeyecek Öykü bitti! Kitap bir çocuğun, sınırsız bir hayal gücünün var ettiği Fantazya diyarına yolculuğunu konu ediniyor özünde. An...